Rakı içerken birliktesindir. Ya ailenle ya dostunla ya sevdiğinle ya da tek başına ama mutlaka birliktesindir. Üstelik rakı diğer içkiler gibi kapağını açıp bardağa boşaltıp içtiğin bir içki değildir. Rakı içmeye karar vermek bile heyecandır. Rakıyı ayrı, suyu ayrı soğutmak... Buzlukta buz var mı diye kontrol etmek... Yanına ne gider ne gitmez diye düşünmek... Belki alışveriş yapmak ya da sadece bir dilim peynir çıkarmak... Ama illaki o sofrayı kurmak... Sonra adettendir, rakı sofrasına oturduğun gibi bir mevzu başlar. Kim koyacaksa rakıyı, kapağı açarken mutlaka hararetle bir şeyler anlatıyor olur. Rakı sofrasının vakti de yoktur üstelik. Bazen bir saat sürer, bazen günlerce. Rakı içmek bizim kültürümüzde aynı zamanda bir ilişki parametresidir. "Her şeyi yaptık, bir rakı içemedik!" deriz. "Bir rakı içelim seninle!" deriz. "Rakı içmişliğimiz" olan insanlardan daha bir hayır bekleriz mesela. Çünkü rakı sofrasına kimle oturursan otur iyi ya da kötü bir şeyler paylaşırsın. Sonra mesela, her içkinin spesifik etkileri vardır. Ama rakı hem hüzünlendirir seni hem de hiç olmadığı kadar umutlu hissedersin. Hem fedakar olursun hem de tüm dünyaya isyankar. Bir an şikayet edersin her şeyden, sonra kabullenirsin her şeyi olduğu gibi. Rakı içme adabı mı? Her şeyi kurallara oturtan; rakı içmeyi, tatlı sohbetleri, sofranın kutsallığını hiçe sayıp huzurunuzu kaçıran kişilerle aynı masaya oturmamak tabii ki :) Afiyet olsun...
"İkinci Bahar" dizisini izleyenler burayı mutlaka görmeli ve İkinci Bahar atmosferinde rakı içmeliler. Türkan Şoray, Şener Şen ve diziden fotoğraflar mekanı bir set ortamına çevirmiş halde, hem de en nostaljisinden bir dizi setine... Samatya'nın atmosferi ise sizi bambaşka bir ruh haline sokacak. Hem hüzünlü hem de umutlu hissedeceksiniz. Tam da rakıya yakışır şekilde... Mümkünse hava güzel olduğunda gitmeli ve dışarıda oturmalısınız. Müzisyenlerle birlikte birkaç şarkıya eşlik etmelisiniz.
Kebap ile rakı içmeyi sevenlerdenseniz muhtemelen uzun saatlerinizi burada geçireceksiniz. Ali Haydar Special veya Patlıcanlı Kebap mutlaka yemeniz gereken lezzetlerden. Mezeler konusunda da oldukça iddialı olan mekanın fiyatları ise bu kadar ünlü olmasına ve turistik bir mekan haline gelmesine rağmen çok abartılı değil.
Kör Agop / Kumkapı
Tarihi Cumhuriyet Meyhanesi / Balık Pazarı Beyoğlu
Oğuz Erkara'nın "100 Tarihi Lokanta" adlı kitabında yer alan Cumhuriyet Meyhanesi'nin kuruluş yılı 1923 olarak geçse de aslında daha da eskiye dayanıyor. Gerçekten de tarihe tanıklık eden bu mekânda sevdiklerinizle oturup muhabbet ettiğinizde, sizden önce kaç kişinin orada hikâyesinin olduğunu düşünmek bile mekâna saygı duymaya yetiyor. Üstelik bu hikâyelerin hepsi birleşip ortaya başka hikâyeler çıkarıyor. Siz Tarihi Cumhuriyet Meyhanesi'nde oturup rakı içtiğinizde, sadece rakı içiyor olmuyorsunuz; aynı zamanda bir hikâyenin de parçası oluyorsunuz. Bir deneyim yaşıyorsunuz. Herkesin en az bir kere oturup vakit geçirmesi gereken bir atmosfere sahip burası. Adı üstünde, Balık pazarı olmasından mütevellit, rakı-balık keyfini burada rahatlıkla yapabilirsiniz. Ara sıcak olarak da Kalamar, Midye Tava ve Karides mutlaka denenmeli. Kalabalıktan çok hoşlanmıyorsanız hafta içi akşam saatlerinde giderek çok hoş vakit geçirebilirsiniz.
Buraya yolunuz bir kez düşerse mutlaka ikinciye de gideceksiniz. Çünkü diğer mekânlardan farklı olarak kendinizi evinizde, balkonunuzda yemek yiyor, rakı içiyormuş gibi hissedeceksiniz. Öyle ki mekânın kapanma saati geldiği zaman rakı bardağını alıp eve geçmek isteyebilirsiniz. Benim gibi evde rakı sofrası hazırlamaya üşendiği zaman soluğu burada alan birçok "Çarşı Balık" müdavimi haftanın birkaç günü kendini burada buluyor. Hafta içi ya da hafta sonu, akşamüstü ya da gece geç saatler fark etmeksizin her daim kalabalık ve ruhu hep aynı. Balıkları ve deniz ürünleri dışında Deniz Börülcesi denemeye değer bir lezzet.
By Şükrü / Büyükada
İster akşamüstü buz gibi bir bira ve midye dolma ile güneşi batırın, ister hava karardıktan sonra mezelerinizle rakınızı yavaştan yudumlayın; Büyükada'da şehre bu kadar yakınken uzak olmanın keyfini yaşayacaksınız. Trafikten, korna ve şehrin diğer seslerinden sıkıldıysanız ve rakı içerken de kaos ortamı yaşamak istemiyorum diyorsanız Büyükada'ya doğru yola çıkın. İçki içmeseniz bile By Şükrü, Lakerda ve Kabuklu Deniz Ürünleri konusunda iddialı. Bu lezzetleri denemeseniz bile burada küçük bir "şehir molası" verebilirsiniz.
Her rakı severin yolu bir gün mutlaka Kumkapı'ya düşer. Kör Agop da bir rakı sevdalısıydı. Babası hatta dedesinden yadigar mesleği balıkçılıktı. Ama o karaya her çıktığında kendini meyhaneye atardı. Peki, ne oldu da Kör Agop kendine bir meyhane açmaya karar verdi derseniz; dışarıda içki içmenin bütçesini sarsmaya başlaması ona 1938'de bu kararı verdirdi. Sizler henüz kendi mekânınızı açmaya karar vermediyseniz, o zaman Kör Agop'a gitmeli ve Kumkapı'nın tarihi atmosferinde Rakı-Balık-Fasıl üçlüsüyle güzel bir akşam geçirmelisiniz. Nohut, patates ve tahinden oluşan Ermeni mezesi Topik'i denemediyseniz, burada mutlaka deneyin.

Oğuz Erkara'nın "100 Tarihi Lokanta" adlı kitabında yer alan Cumhuriyet Meyhanesi'nin kuruluş yılı 1923 olarak geçse de aslında daha da eskiye dayanıyor. Gerçekten de tarihe tanıklık eden bu mekânda sevdiklerinizle oturup muhabbet ettiğinizde, sizden önce kaç kişinin orada hikâyesinin olduğunu düşünmek bile mekâna saygı duymaya yetiyor. Üstelik bu hikâyelerin hepsi birleşip ortaya başka hikâyeler çıkarıyor. Siz Tarihi Cumhuriyet Meyhanesi'nde oturup rakı içtiğinizde, sadece rakı içiyor olmuyorsunuz; aynı zamanda bir hikâyenin de parçası oluyorsunuz. Bir deneyim yaşıyorsunuz. Herkesin en az bir kere oturup vakit geçirmesi gereken bir atmosfere sahip burası. Adı üstünde, Balık pazarı olmasından mütevellit, rakı-balık keyfini burada rahatlıkla yapabilirsiniz. Ara sıcak olarak da Kalamar, Midye Tava ve Karides mutlaka denenmeli. Kalabalıktan çok hoşlanmıyorsanız hafta içi akşam saatlerinde giderek çok hoş vakit geçirebilirsiniz.
Çarşı Balık / Beşiktaş
Buraya yolunuz bir kez düşerse mutlaka ikinciye de gideceksiniz. Çünkü diğer mekânlardan farklı olarak kendinizi evinizde, balkonunuzda yemek yiyor, rakı içiyormuş gibi hissedeceksiniz. Öyle ki mekânın kapanma saati geldiği zaman rakı bardağını alıp eve geçmek isteyebilirsiniz. Benim gibi evde rakı sofrası hazırlamaya üşendiği zaman soluğu burada alan birçok "Çarşı Balık" müdavimi haftanın birkaç günü kendini burada buluyor. Hafta içi ya da hafta sonu, akşamüstü ya da gece geç saatler fark etmeksizin her daim kalabalık ve ruhu hep aynı. Balıkları ve deniz ürünleri dışında Deniz Börülcesi denemeye değer bir lezzet.

İster akşamüstü buz gibi bir bira ve midye dolma ile güneşi batırın, ister hava karardıktan sonra mezelerinizle rakınızı yavaştan yudumlayın; Büyükada'da şehre bu kadar yakınken uzak olmanın keyfini yaşayacaksınız. Trafikten, korna ve şehrin diğer seslerinden sıkıldıysanız ve rakı içerken de kaos ortamı yaşamak istemiyorum diyorsanız Büyükada'ya doğru yola çıkın. İçki içmeseniz bile By Şükrü, Lakerda ve Kabuklu Deniz Ürünleri konusunda iddialı. Bu lezzetleri denemeseniz bile burada küçük bir "şehir molası" verebilirsiniz.
0 yorum:
Yorum Gönder